Evvel zaman içinde / Kalbur saman içinde / Musiki dünyasında / Sesler sazlar içinde.
Biz bir karar verdik de / Zorlu işe soyunduk / Bilineni unutup / Aramaya koyulduk.
Cem olup birkaç yâran / Başladık çalışmaya / Define arar gibi / Toprağı kazımaya.
Kazmaları vurdukça / Çil çil altın fışkırdı / Tarihten üstatlar hep / ‘Yaşa!’ diye haykırdı.
Değdi dökülen tere / Neler bulduk biz neler / Her biri pek sevindi / Gölgede kalmış sesler.
Taşplağın kaldığı / Yerden alıp bayrağı / Yıllar üstünden aşıp / Geçtik koca bir dağı.
İlk adımımıza dedik / İsmin olsun Girizgâh / Bir de böyle dinleyin / Hayırlı etsin Allah.
Girizgâh maya tuttu / Yolu açtı Meydan’a / Madem meydana çıktık / Uzanalım dünyaya.
En uzaktan başladık / Fethettik Japonya’yı / Alaturka Records’un / Ünü sarar dünyayı.
Anlayalım der iken / Dünü bugün gözüyle / Baktık eski ustalar / Halkın kendi sözüyle;
Eğlenceyi de bilmiş. / “Sanat içindir sanat” / Demeyip bazı bazı / Neş’eye açmış kanat.
İstanbul’da musiki / Ramazan aylarında / Koşmuş, kaynamış, coşmuş / Direklerarası’nda.
O Direklerarası / Acep artık gelmez mi? / İstanbullu’nun yüzü / O gün gibi gülmez mi?
Bu gece göreceğiz / Direklerarası’nı / Zaman tüneli denen / İcadın âlâsını.
Hazır iseniz eğer / Yaslanın koltuklara / Bir yolculuk başlıyor / O güzel ufuklara.
İsmail Hakkı Bey’le / Musiki-i Osmani / İlk durak Vezneciler / Feyziye Çayhanesi.
Haydi vira bismillâh! / Musikinin hasıyla / Alaturka Records’un / Zaman makinasıyla!!!
