CEMİL BEY VE AİLESİ HAKKINDA
YANLIŞ BİLDİKLERİMİZ
Mehmet Güntekin
Tarihin yaşlılığını göz önüne aldığımızda, 1900’lerin “dün” diyebileceğimiz kadar yakınımızda olduğunu kolayca fark edebiliyoruz. Bu açıdan bakınca, çok eski zamanlarda kaldığına şartlandığımız isimlerin, aslında “daha dün” yaşadığını idrak etmek de zor olmuyor. Dün kadar yakın; çünkü bizim kuşağımız, Cemil Bey’i görenleri gördü: Birkaç yıl önce kaybettiğimiz Fahire Fersan, Cemil Bey’in öğrencisiydi. Birçoğuna şaşırtıcı gelebilir, ama Giriftzen Âsım Bey’in oğlu Âsım Yücesoy, hâlen hayattadır. Vereceğimiz diğer bir örnek, daha da şaşırtıcı sayılabilir: Cemil Bey’den neredeyse 60 yaş büyük ve Hacı Ârif Bey’in hocası olan Haşim Bey’in (1815-1868) öz torununu, yani oğlunun oğlu Ahmet Cansun’u da henüz birkaç yıl önce kaybettik.
Çok eski zamanlarda kaldıklarını sandığımız kişilerin ve olayların aslında bize “dün kadar yakın” olduklarının altını çizdikten sonra, hemen bir “fakat” kaydı düşerek devam edebiliyoruz. Çünkü bu nokta, musiki tarihimiz açısından önemsenmesi gereken bir “zaaf”la iç içe.
Çeşitli kaynaklarda, musiki tarihimizin en ünlülerinden olan Tanburi Cemil Bey ve ailesi hakkındaki en basit bilgilerde bile bir ittifak bulunmamaktadır.
Tarihlerden hangisi doğru?
Yılmaz Öztuna’nın imzasını taşıyan Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi’nde, Cemil Bey’in doğum ve ölüm tarihleri, 9 Mayıs 1871 ile 4 Ağustos 1916 olarak kaydedilmektedir. Aynı eserde, Cemil Bey’in babasının adının Mehmed Tevfik, annesinin adının Zihniyâr, karısının adının Saide olduğu; Saide’nin 1886’da doğup 1925’te öldüğü, bu sebeple 40’lı yaşlarından daha önce öldüğünün “tahmin edildiği”; Cemil Bey’den 15 yaş küçük olduğu ve 15 yaşındayken evlendiği belirtilmektedir.
İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın Hoş Sadâ adlı eserindeki 1 bilgiler ise şöyledir: Cemil Bey’in doğum ve ölüm tarihleri, 18 Safer 1288 (1871) – 5 Şevval 1334 (4 Ağustos 1916). Babasının adı Tevfik, annesinin adı Zihni Yar’dır.
Mustafa Rona’nın 20. Yüzyıl Türk Musikisi’ndeki bilgiler: Doğum ve ölüm tarihleri: 1873 – 29 Temmuz 1916. Babasının adı Tevfik. Annesinin adı Zihniyar.
Sadun Kemali Aksüt’ün 500 Yıllık Türk Musikisi Antolojisi adlı eserinde Cemil Bey’in doğum ve ölüm tarihleri: 1873 – 28 Temmuz 1916 ve babasının adı Tevfik olarak kaydedilmiştir.
M. Nazmi Özalp’ın Türk Musikisi Tarihi –Derleme- adlı eserindeki bilgiler de şöyledir: 1873 – 28 Temmuz 1916. Baba ve ana adları: Tevfik – Zihniyar. Karısının adı: Nazif kızı Şerife Saide. Cemil Bey’in evlilik tarihi: 1901.
29 Temmuz 1916 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesindeki haberde ise, “Duçar olduğu derd-i elimden rehayab olmayarak dün sabah rahmet-i Rahman’a intikal eden Tanburi Cemil…” 2 denilmektedir. Yani Cemil Bey’in 28 Temmuz’da öldüğü bu haberle sabit gözükmektedir.
Mes’ud Cemil, Tanburî Cemil’in Hayatı adlı eserinde, babasının doğum ve ölüm tarihlerini 1873 - 28 Temmuz 1916 olarak veriyor. Evlilik tarihinin 1901 olduğunu; Cemil’in annesinin adının Zihniyâr, babasının adının Tevfik olduğunu yazıyor.
Mesud Cemil’le ilgili yanlış bildiklerimiz
1916’da kaybettiğimiz Cemil Bey’in yaşadığı döneme “dün” demişsek, oğlu Mesud Cemil 1963’te öldüğüne göre, onun için de “bu sabah beraberdik” desek mübalağa etmiş sayılmayız. Mesut Bey hakkındaki bazı bilgilerin de gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sıralayacak olursak, el altındaki kaynaklar, Mesud Cemil hakkında şunları söylüyor:
Öztuna’nın Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi’nde, Mesud Bey’in iki evliliğinden ilkini Celâl Sâhir Erozan’ın kızı Berrîn
1 Cemil Bey maddesi, Hoş Sadâ’da İbnülemin’in yazdığı ve basılmadan önce görüp düzelttiği, yani bizzat kendisine ait olan son kısımdı. Eserin geri kalan bölümleri, vefatının ardından Avni Aktuç tarafından yazılmıştı.
2 Fırat Kızıltuğ, “Tasvir-i Efkar ve Bir Vefa Örneği”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Yıl. 35, nu. 1, Ocak 2006, s. 105-110
Hanım’la, ikinci ve son evliliğini ise Nâime Cemil ile yaptığı kaydediliyor.
Uğur Derman da, Öztuna’nın verdiği bilgiyi, 2002’de yayına hazırladığı, Mesud Cemil’in Tanburî Cemil’in Hayatı adlı eserinin başına eklediği “Mesud Cemil Bey Yüz Yaşında” başlıklı yazısında aynen naklediyor.
Resmi nüfus kayıtları
1999 yılında, Fatih Hukuk Hâkimliği’nden emekli Erdoğan Gökçe’nin, “değerlendirmemiz ricasıyla” bize verdiği, Cemil Bey’e ve ailesine ait nüfus kütüğü belgelerindeki kayıtlar ise yukarıda sıraladığımız kaynaklarda yazılı olan bilgilerle aynı değildir. Yazının başından itibaren verdiğimiz bilgileri elimizdeki resmi belgeye göre tekrar gözden geçirmek gerekebilir.
Konuyla ilgili olarak Musiki Mecmuası’nın 467. sayısında yayımlanan makalemizden, aradan geçen 6 yılda yararlanan tek kişi Uğur Derman olmuştur. Yayına hazırladığı Tanburî Cemil’in Hayatı kitabında makalemize atıfta bulunmuş olan (s. 175) sayın Derman, kitabın başındaki yazısında (s. 9) Cemil Bey’in karısının adını ve doğum-ölüm tarihlerini “doğru” kaydetmiş; ancak Mesud Bey’in kaç kere evlendiği konusundaki resmi belgeye dayanarak verdiğimiz bilgi dikkatlerinden kaçtığı için, Öztuna’nın verdiği eksik bilgiyi tekrarlamışlardır (s. 22).
Tanburi Cemil Bey ailesiyle ilgili resmi nüfus belgesindeki bilgiler
şöyledir:
Cemil Bey
Doğum tarihi: 1288 (1871) (Nüfus kütüğünde yıl var, fakat ay ve gün yok).
Ölüm tarihi: 17 Temmuz 1332 (1916)
Babasının adı: Tevfik
Annesinin adı: Şehmiyar 3
Karısının adı: Şerife Saide
Şerife Saide Hanım
Doğum tarihi: 1296 (1880) 4
Ölüm tarihi: 1930 5 (Ay ve gün yok)
Babasının adı: Ahmet Nazif
Annesinin adı: Emine Eflaknur
Mesud Cemil
Mesud Bey, şimdiye kadar bilinenin ve yazılanın aksine, iki kere değil, üç kere evlenmiştir.
Birinci evliliği: Mahmut Hurşit Bey ile Hatice Mebrure Hanım’ın kızları, 1332 (1916) doğum tarihli ve 31 Ekim 1943’te henüz 27 yaşındayken vefat eden Esma Perihan Hanım ile.
İkinci evliliği: Ahmet Cemal 6 Sahir Bey ile Fatma Halet Hanım’ın kızları, 7 Ocak 1327 (1911) doğum tarihli Rukiye Berrin 7 Sahir 8
ile.
Üçüncü evliliği: Ali Fuat Bey ile Ayşe Sıdıka Hanım’ın kızları, 25 Şubat 1325 (1909) doğum tarihli Sıdıka Naime Hanım ile.
Sonuç
Eldeki bilgileri karşılaştırıp bir sonuca bağlamak istediğimizde, karşımıza bazı soru işaretleri çıkıyor. Üzerinde devlet mührü taşıyan belgedeki, yani resmi nüfus belgesindeki 17 Temmuz 1916 tarihini doğru kabul edeceksek, 29 Temmuz 1916 tarihli Tasvir-i Efkâr’ın, Cemil Bey’in bir gün önce öldüğünü duyuran haberini ne yapacağız? Veya, özellikle yaşadığı dönemdeki ölümler konusunda günü gününe not aldığı için verdiği tarihler hakkında kuşku duyulmaması gerektiği söylenen İbnülemin Mahmud Kemal İnal’ın verdiği 4 Ağustos 1916 tarihini nasıl değerlendireceğiz?
İşin bir ayrı yönü de, resmi mühürlü belgedeki muhtemel yanlışlıklardır. Özensiz ellerden çıktığı hemen belli olan belgede, ilk bakışta göze çarpan yanlışlıklar bulunmaktadır: Adının Berin olduğu bilinen Mesud Cemil’in ikinci eşinin adı çift “r” ile “Berrin” olarak yazılmıştır. Berin Hanım’ın Celâl Sahir Erozan’ın kızı olduğu bilinmektedir. Fakat baba adı hanesinde Celâl Sahir (Erozan) Bey’in ismi, “Cemal Sabir” olarak gözükmektedir. Zihniyar olduğu kesinlikle bilinen Cemil Bey’in annesinin adı ise belgede “Şehmiyar” olarak kaydedilmiştir. Son olarak, Eflaknur olduğu bilinen Cemil Bey’in kayınvalidesinin adı, belgeye
“Eflakir” olarak geçmiştir.
Cemil Bey’i kaybedişimizin 90. yılı, karısı Şerife Saide Hanım’ın 76, oğlu Mesud Cemil’in de 43. ölüm yıldönümleri oluyor. Bu büyük aileyi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Bu yazı, Cemil ve Mesud beylerle Şerife Saide Hanım haklarında yıllar boyunca yanlış veya eksik bilinen ve tekrar edilegelen birkaç ayrıntının düzeltilmesi konusunda etkili olursa bahtiyarlık duyacağız.
3 Cemil Bey’in annesinin adının Zihniyâr olduğu sabittir. Belgedeki “Şehmiyar”ın, eski belgelerin çevirisi sırasındaki bir okuma yanlışlığına bağlı olduğunu sanıyoruz.
4 Bu bilginin ışığında, Şerife Saide Hanım’ın Cemil Bey’den 15 yaş değil 9 yaş küçük olduğu; 15 yaşında değil 21 yaşında evlendiği; Mesud Bey’i 16 yaşında değil 22 yaşında dünyaya getirdiği; Cemil Bey’in vefatında 30 yaşında değil 36 yaşında dul kaldığı ortaya çıkmaktadır.
5 Öztuna, “Sâide Hanım’ın ölüm tarihini tesbit edemedik. 1925’te öldüğünü sanıyoruz.” demektedir. Elimizdeki belgedeki kayıttan, Şerife Saide Hanım, Öztuna’nın tahmin ettiği gibi “öldüğünde 40 yaşından küçük” değildir; tam 50 yıl yaşamıştır.
6 Celâl olması gereken isim, muhtemelen eski yazıdan çeviri sırasındaki bir okuma hatasından dolayı kayıtta sehven Cemal diye yazılmış.
7 Berin olması gereken isim sehven “Berrin” olarak yazılmış.
8 Berin Hanım, sonraki yıllarda gazeteci Nadir Nadi ile evlenmiş ve 2000’de vefat etmiştir.